TEOG Sinavlari üzerine...

Tarih:1 May 2017

TEOG, Spor, Hayat…

Bunlardan hangisi önemli? TEOG dedigimiz sey daha önceleri SBS seklinde aniliyordu. Biz onu “Sporu Bitiren Sinav” olarak isimlendirmistik. Millet üzüldü ve adi hemen degisti, TEOG oldu. Temel egitimden orta ögretime geçis sinavi olarak ilan edildi. Bir ara, spor yapmis olmaya ekstra puan verilecek denildi. Verildi mi bilmiyorum ama TEOG’a girenlerin “ben spor yapmistim” demeye gücü kalmiyor olmali…

Efendim, sinav konusu hayatin her kademesinde karsimiza çikar. Her zaman ve hiç aklimiza gelmeyen zamanlarda sürekli bir sinav telasinda oluruz. Aslinda hayatin kendisi de bir sinavdir. Hiç ummadigimiz zamanlarda kontrol ediliriz. Bunu yapanlarin basinda kendimiz, ailemiz ve en yakin arkadaslarimiz devreye girerler. Sonuçta yasam devam ediyor ve gereksiz duraksamalarla mutlu olmaya çalisiyoruz.

Hayat, eger içinde spor varsa anlam kazanir. Çocuklarimizin gelecek egitimlerinde TEOG ve benzeri sinavlarin etkinligini azaltmaliyiz. Bunun için pedagoglar, program gelistirmeciler, davranis bilimciler, ruh hekimleri hizli sekilde birlikte çalismalidirlar. Her liseyi bir spor ortamina dönüstürmeliyiz. Her okul ayni zamanda bir idman cemiyeti seklinde faaliyet göstermelidir. Bunun disindaki yapilanmalarin bizim çocuklarimiza çok faydasi olmayacaktir. Olsaydi, zaten bu kadar dopingli sporcumuz ortaya çikmazdi.

Kuskusuz, çocuklari yillarca mesgul etme sanati olarak gördügüm bu egitim isi, çok basarili olsaydi, her alanda olaganüstü yetenekli insanlarimizin boy gösterecegi bir podyum olarak karsimiza çikardi. Ama gördügünüz gibi, öyle olmuyor. Çok az sayida insanimizi üst düzey isleri basarmis olarak görüyoruz. Bunun altinda yatan en önemli sebep, bir sisteme sahip olamayisimiz. Dikkat edin her 3 yilda bir sistem degistiriyoruz. Bunun sonucunda hedefledigimiz düzeylere ulasmamiz hayalden öteye gidemiyor.

Bunu nasil degistirebiliriz? Birinci isimiz, iyi egiticilerin yetismesi için, egitim ve spor bilimleri fakültelerine dokunmamiz gerekiyor. Bu kurumlar artik statik islerin sürdürüldügü yapilara dönüstüler. Yasamla bulusamadilar. Okullarin talepleri baska, ögrencilerin beklentileri çok daha baska ve ülke ihtiyaçlari ise inanilmaz boyutlardadir. Hedefler ve beklentiler arasindaki bu makasin büyüklügünü öngöremeyen olusumlarin yeterli çözüm önerilerini ortaya koymasi neredeyse imkansizdir. Bu konuda simdiye kadar yapilmayanlar üzerine çalismaliyiz.

Yerel yönetimler, büyük holdingler, vakiflar çok daha farkli bir hedef odakli egitim faaliyetine girismelidirler. Üç tane dört yila sigdirdigimiz temel egitim, sporsuz geçirilmemelidir. Egitimin ilk dört yilindaki spor derslerine mutlaka beden egitimi ve spor ögretmenligi mezunu olan egiticiler girmelidir. Formasyonla ögretmen olanlar buralarda görev yapmamalidirlar. Sinif ögretmenlerimizin büyük bölümü ne egitimleri ne de baska zamanlarinda sporla ugrasmis degillerdir. Umarim bu görüsümde yanilirim. Ama bugünkü tablo çok iç açici degildir. Basari küçük detaylarda gizlidir… O detaylar daha çok beden egitimi ve spor ögretmenligi bölümlerinin ders planlarinda ve oralardaki ögretim elemanlarinda gizlidir.

Hayat baska bir seydir. Çocuklarimizi oraya hazirlarken testler ve baska seyler yerine sporu önermeliyiz. Hareketle bulusmayan, egzersiz yapmayi aliskanlik haline getirmeyen, oyun oynamayan, rekabet duygusunu oyunla yasamayan çocuklarimiz hayatta basarili olmayacaklardir. Bunu kabul etmeliyiz.

Geçen hafta TEOG sinavlari haberleri üzerine parmaklarimin klavyeye uzanmasi sonucu çikan bir yazidir. Umarim, okuyanlarimiz durumun vehametini kavrayip gereken girisimlerde bulunurlar.

 

 

 

Menu