Tarih:11 June 2016
Önce konuyu belirlemek gerekir. Is, es, akraba, komsu, takim, arkadas ve
dost... Bunlardan vazgeçebilir misiniz? Bazilari için bu çok kolaydir. Vazgeçtim
dersiniz ve olur biter. Geride kalanlar için neler yazilabilir, simdi onlari
siralamak istiyorum:
Isi degistirmek size daha iyi seyler kazandiracaksa sorun yoktur. Ama sik is
degistirmek sahibine iyi seyler kazandirmaz. Es’e gelince bunu tartismaya gerek
yok. Ortalik karisabilir. Kaçinilmaz sonuçlariniz varsa düsünün derim. Bazilari
buna çok hazir olabilir. O’nun kararinin sizinkisi ile eslesmesi lazim. Aslinda
çok da zor degildir ama kisilerin biraz aynaya bakmasi gereklidir!
Akrabalarimizi kendimiz seçemiyoruz. Çok eskiden, çok sevdigim bir akrabamin
hayatini kaybettigi günlerde yine bir aile büyügümün bana verdigi telkinler
aklima geldi. Sunu söylemisti; “Esimizi, arkadasimizi kendimiz seçebiliriz ama
akrabamizi seçme sansimiz yoktur!”
Kan bagi ile kalp bagi iliskisini ilk kez ondan duymustum. Öncesinde bu
konularin üzerinde çok durmazdim ama gelinen yillar ve son aylar içerisinde
yasadiklarim beni çok farkli sekilde düsünmemi zorladi.
Akrabalardan vaz geçemezsiniz. Onlar bir sekilde aile zinciri ya da halkalari
içerinde bir yerde konumlaniyorlar. Batiya karsilik bizde çok etkili bir
iletisim gücüne sahip iliskidir bu...
Arkadaslik olaganüstü ilisikler kazandirir. Her sey ve her konu konusulur,
tartisilir; sonunda bir çizgide bulusulur. Uzun sürelidir. Ilerisi dostluk
derecesine ulasir. Keza dostluk ömür boyu devam eder ve hiçbir kosul bu yapiyi
bozmaya yeterli degildir. Herkesin dostu, dostlari olmasini temenni ederim.
Takim degistirme, eger profesyonelseniz sorun degildir. Taraftarliktan söz
etmiyorum. Taraftarsaniz, her kosulda o takimi izlemeye, desteklemeye hazirsiniz
demektir. Taraftari oldugunuz takimin maçi aksam fakat siz sabahin köründe maçin
oynanacagi stada gidiyorsaniz artik kaçinilmaz sonuçla beraber yasamaya
alismalisiniz. Siz taraftarsiniz ve oradasiniz. Keske herkes bunu yasayabilse?
Oradakiler arasinda “sevgili”yi unuttum sanirim. Insanlar sevgililerini
severler. Esleri, isleri, arkadaslari, dostlari birer sevgili gibidirler.
Yasadiklari mekanlar, yeni bulduklari arkadaslari, gidilen mekanlar, konserler,
yazilanlar, söylenenler, düsünülenler hep bir sevgili formatinda olabilirler. Bu
insanlara derin saygi göstermek gereklidir. Sahsen ben bu ilgiyi gösteriyorum
ama buna layik olanlara...
Burada derin tartismalara girmek istemiyorum. Bakabildikleri aynalari varsa veya
kendini görebilme becerisi olanlara sesleniyorum: Bir rüzgara kapilip saga sola
savrulanlarin daha dikkatli olmalarini öneriyorum. Bu günler de geçecektir! Ama
gerçekler ortaya çiktiginda is isten geçmis olacaktir! Bu isin kadin ya da erkek
yani farkli degildir. Her iki taraf için geçerlidir yazdiklarim.
Sonuçta, bunlarin tamami birer vaz geçme sanatidir. Yukarida yazilanlarin
tamamindan vaz geçilebilir. Hayat, bunlari anlatan binlerce hikayelerden
olusmaktadir. Çok seversiniz, ertesi gün kaybedersiniz. Delirirsiniz,
beklentileriniz yerine gelmez, vaz geçersiniz? Sizin çok dogal karariniz gibi
görülen sonuç aslinda yeni bitislerin habercisi olabilir.
Yeni baslangiçlar yapanlara da saygi göstermelisiniz. Her kosulda... Ama kisa da
olsa, kisa bir geçmis degerlendirmesini yapmaktan uzak durmamalisiniz.
Geçmisiniz, geleceginizin sekillenmesinde önemli ip uçlari verecektir. Kasada
size seslenenler, otomobili ile sizi izleyenler, çesitli sebeplerle etrafinizda
gezinenler, Alsancak’taki arkadaslariniz, televizyon yönetmenleriniz, pilot
kardeslerim ve digerleri...
Ama vaz geçmek becerisi size aittir. Huyunuz, duygulariniz, yasaminiz ve
tercihleriniz size yeni vazgeçme becerileri kazandirmis durumdadir. O yüzden, bu
gibilerine her zaman hayatta basarilar demek çok daha dogru olacaktir.
Nasil mi vaz geçilir? Buraya kadar okuduklariniz size fikir vermiyorsa bunu
düsünmekten vaz geçebilirsiniz! Karar sizin... Zaten hep siz karar vermediniz mi
ki?