Kirlenen madalyalar...

Tarih:30 March 2017

Kirlenen madalyalar

Sporda yasakli madde kullaniminin hikayesi oldukça eski yillara dayaniyor. Ilk zamanlarinda yüksek enerji verici bazi gida maddelerinin asiri tüketilmesi oldukça masum uygulamalar olarak karsimiza çikiyordu. Ama son 40 yil içerisinde gördüklerimiz, okuduklarimiz bizi oldukça hayrete düsüren olaylari yasatiyor.

Evet, doping içeren maddelerin analizi konusunda oldukça iyi test araçlari gelistirilmeye baslandi. Hatta su andan geçmise dogru 10 yil boyunca alinan her türlü ilacin kalintilari tespit edilebiliyor. Bir sampiyonada altin veya diger madalyalardan birini alanin verdigi örnekler yillara varan kontrollerden geçiriliyor. Eninde sonunda bir sekilde, eger yasakli madde içeren bir ilaç kullanmis ise bu ortaya çikariliyor.

Insanlar neden doping kullanirlar? Bunun birinci nedeni içinde bulunduklari ülkelerdeki spor anlayisindan kaynaklaniyor olabilir. Gelismekte olan ülkelerde spor, oranin en önemli disa açilan kapisi oldugu için birkaç madalya (özellikle altin olani) çok önemli olmaktadir. Madalya alinmasi durumunda o sporcuya akil almaz miktarlarda ödül verilecegi ilan edilmektedir. Böyle olunca da sporcular, antrenörler, yöneticiler ve diger baski unsurlari doping içeren maddelerin kullanimi konusunda birakin gevsek olmalarini, tamamen tesvik edici bir tavir sergiliyorlar.

Medyadan aldigimiz haberler iç açici degil. Madalyalar geri alindi ve bu sporculara 4 yila varan cezalar verildi. Bu arada önceki cezalilari da düsünmek zorundayiz. Bu soruna çareler bulunmasi konusunda önemli adimlarin atilmasi gereklidir!

Kuskusuz doping kullanimi ya da diger taraftaki “dürüst oyun” arasinda sürekli bir mücadele oldugunu biliyoruz. Kimileri, sporda yüksek performans için dopingi öneriyorlar ve özellikle de “Eger ilaç kullanilmazsa bu rekorlar, bu dereceler yapilmaz” anlayisi hâkim kilinmaya çalisiliyor. Diger tarafta ise, modern antrenman bilimi kurallari ve yöntemleri ile nasil basarili olunacagi sürekli aktariliyor. Bu iki farkli görüs sürekli çatisma kültürü yaratiyor.

Herkesin bilmesi gereken bir baska gerçek var: Bu kosullarda ikinci görüs fazla taraftar bulamaz. Çünkü okullarimizdaki spor kayboldu. Ilkögretimin birinci kademesine beden egitimi ve spor ögretmenleri giremiyorlar. Okul spor kollari, okul aile birlikleri, okul spor kulüplerinin tamami kaldirildi. Okullar arasi karsilasmalar, yarismalar gençlik hizmetleri ve spor ilçe ve il müdürlüklerince düzenleniyor. Okullara hiçbir sekilde malzeme yardimi yapilmiyor. Yerel yönetimlerin okullara destekleri galiba azaldi veya hiç yok...

Böyle olunca da birkaç elit sporcunun pesine takiliyor ve onlarin bir sekilde basarili olmalari için her türlü atraksiyonu yapiyoruz. Bu gidis dogru bir yöntem degildir. Eger asagida siraladiklarim yapilirsa sorun çok kolay çözüm yoluna girebilir:

  1. Okul sporlarina destek verilmelidir.

  2. Beden Egitimi Ögretmenlerinin motivasyonlari gelistirilmelidir.

  3. Spor yapmis ve sporu seven kisiler yönetimlerde yer almalidir.

  4. Okul takimlari yerel yönetimler tarafindan desteklenmelidir.

  5. Okullardaki spor yapma için tesislesme arttirilmali, spora daha çok zaman ayirilmalidir.

  6. Okullardaki yetenekli sporcular erkenden spora baslatilmalidir.

  7. TOHM projesi yeniden gözden geçirilmeli, danismalar ve çalisanlar hizli sekilde hizmet içi egitime

    alinmalidir.

Yukarida siraladiklarim ilk planda aklima gelenler degil. Özellikle zaman zaman yazip köseye attigim küçük notlarimdan faydalaniyorum. Ülkemizde oldukça çok sayida yetenekli çocuk ve gençlerimizin varligindan haberdar olmaliyiz. Onlari spora yönlendirmek herkesin önemli görevlerinden biri olmalidir. Ancak tabii ki bunun kaygisini tasimak gereklidir. O kaygi yoksa, bu yaziyi okumanin hiçbirimize faydasi olmayacaktir. Ama birilerinin bunu gündeme tasimasi gerekiyor. Onlardan birisi olarak düsüncelerimi sizlerle paylastim... 

Menu