Tarih:31 October 2018
Eğitimde Vizyon üzerine...
Aslinda çok beğenildiği söylenen ve dillendiren sayisi oldukça az olan Eğitimde Finlandiya Modelinin kötü kopyasi özelliğindeki vizyon çalişmasi üzerindeki değerlendirmelerin detaylarina giremedim. Bir kalemde ve birden büyük değişikliklerin beklentisi içinde olmak kadar tuhaf bir durum olmakla beraber, ortaya andimiz konusunun çikmasi da bir tesadüf değil bence.
Saniyorum diğer alanlarda olduğu gibi eğitimde de bir karişiklik ve kaos durumunun olmasi bazilarini besliyor gibi görünse de bunu değiştirmeye odaklanmiş bakan ve etraftakilerinin işi kolay görünmüyor. İyi niyetli, hedefe kitlenmiş fakat uygulamadaki sorunlara çare özellikli çözümlerin yaraticilari olmadiği sürece burada gereken başari ortaya çikamaz.
Birkaç kez yazdim, teneffüslerin süresinin artmasi gerektiğini ve orada çocuklarimizin birbirleri ile etkileşimde olduklarini, o zaman diliminde egzersiz yapmalari gerektiğini bundan birkaç hafta kadar önce aktardim. Çok hoşuma gitti, Sayin Bakanimiz da benzer görüşleri dile getirdi. Bu konuda değil 150 sayfalik bir vizyon belgesinin yazilmasi ve yayinlanmasi, yüzlerce terabaytlik eserler de ortaya koysak ana hedef belirlenmedikçe ve bu iş için ciddi bir insan kaynaklari devreye alinmazsa sonuca ulaşamayiz.
Bu konularda okullar değil, öğretmenlerin eğitilmesi son derece olmakla beraber onlarin yetiştikleri Üniversitelerin yeniden ele alinmasi gereklidir. Bir kere herkes şu siyaset illetinden kurtulmalidir. Her iki taraf, neyin ne olduğunu bilmeden ait olduklari siyaset okullarinin anlamsiz ilkelerine bağli kalmayi sürdürüyorlar. Bundan bir sonuç çikmaz ve bundan sonra da çikmaz.
Ülkemizin sorunu, eğitimle elde ettiğimiz diplomanin bir işe yaramadiği, o kâğida göre iş bulunamadiği ve boşa geçirilen yillarin aile bütçelerine çok ciddi problemler getirmesidir. Kimlerin Üniversite okuyabileceği ilk ve orta öğretim döneminde belirlenmelidir. Meslek eğitimi konusunda her şeyi bir tarafa birakip, ihtiyacimiz olan sektörlere insan yetiştiren programlara destek olmaliyiz. Bunun dişinda uygulamalar gereksiz para ve zaman harcamaktan öteye gitmeyecektir. Ne yazik ki artik kaybettiğimiz zaman kadar paralarimizi da geriye getiremiyoruz.
Unutulmamasi gereken en önemli konu gerek meslek okullari ve gerekse teknik okullarda eğitim vermekte olan öğretim elemanlarinin mutlu olmalarini sağlayacak önlemlerin bir an önce alinmasidir. Oralarda kaliteli eğiticiler, ustalar yaninda çok ciddi makine ve teçhizat eksikliklerinin varliği söz konusudur. Yavaş yavaş fakat emin adimlarla mezun olduklarinda işi hazir sektörlere yönelik reformlar bizim eğitim ve iş dünyasindaki sorunlarimizin çözümünde önemli adimlarin başinda yer almalidir.
Vizyon’a bakinca bunlar ortaya çikti, tamamini dikkatlice okuyunca görüşlerim değişir mi bilmiyorum? Gayret göstermek ve gayretli olmak zorundayiz. Açi değişikliğine ihtiyacimiz var. Nereye baktiğimizi, nereden baktiğimizi bir kez daha gözden geçirmekte fayda var.