Bu defa Izmir...

Tarih:1 September 2018

Avrupa Hentbol Federasyonu (EHF) Master Coach Course ikinci Modül eğitimleri için İzmir’deyim. 7 ayri eğitmenin görev aldiği bu kursa toplam 52 hentbol antrenörü katiliyor. Teorik dersler Double Tree Hilton’da, uygulamalar ise Karşiyaka Belediyesinin 1912 Zühtü Işil Spor Salonu ile Fuar Spor Salonunda yapiliyor. Pratik saatlerindeki oyuncular İzmir hentbolculari...

Türkiye Hentbol Federasyonu Eğitim ve Teknik Kurullari bu kurs için çalişmiş. Ayni zamanda EHF lektörü olan Doç. Dr. Murat Bilge kardeşim işin koordinatörlüğü üstlenmiş. THF ofisinden Gülay Özen hanimefendi idari işleri yürütüyor. İzmir’in hentboldaki patronu Taner Çetindere üzerine düşen her görevi fazlasi ile yapmiş. Kurs iyi gidiyor. Bu arada İzmir her zamanki gibi bir turnuva düzenlemiş ve o maçlari izleme şansimiz bulunuyor.

Şimdi gelelim işin başka taraflarina: Uzun yillarini burada geçirmiş biri olarak Adnan Menderes Havalimanina iner inmez şaşirdiğim noktalar gözüme çarpmaya başladi. Terminalden çikar çikmaz kesif bir sigara kokusu ve dumani altinda kaliyorsunuz. Her taraf sigara izmariti... Beni karşilayan araç otele ulaştiktan sonra her gittiğim yerde yaptiğim gibi, çantami odama birakip hemen kisa bir çevre turu yaptim.

Her taraf çöp... Hele Alsancak denilen bölgedeki lüks dediğimiz sokaklarin duvarlarindan gelen kokular iğrenç. İnşaat için çekilen şeritler, yayalari pas geçen sürücüler derken Saat Kulesine kadar uzandim. Bir de ne göreyim, Japonlar almişlar eline torbalari, çöpleri temizliyorlar? Gözlerime inanamadim ama bu gerçek değildir dedim. Ama sabah gazetelerini göz gezdirdiğimde baş sayfalardaki fotoğraflar ne yazik ki bunu yansitiyordu.

İzmir’e ne oluyor? Önceki gün akşam Kordon’a yürüyorum. Cumhuriyet Meydani etrafindan kordon boyu caddesi boyunca polis çelik bariyerleri döşeniyordu. Anlam veremedim bu işe. Acaba 30 Ağustos törenleri yapilacak da bundan dolayi mi bu önlemler aliniyordu? Bunu öğrendiğimde sizlerle paylaşirim. Kordon dolduruldu, deniz uzağa gitti. O zaman da karşi idim, şimdide karşiyim. Doğayi olduğu gibi birakin... Apartmanlar için bir şey yazmayacak misin diye sorularin bana doğru geldiğini hissediyorum!

Şimdi bir bölüm notlarimi Karşiyaka’daki Spor Salonu üzerine... Salon tamamen Basketbol için dizayn edilmiş. Yan tribünlerde oturanlar eğer hentbol maçi izliyorlarsa önlerinde neler olup-bittiğini göremezler. Çünkü yan çizgi görülmüyor. Ancak kale arkasinda oturursaniz tüm sahayi izleyebilirsiniz. Ama karşi kale çizgisinde neler olduğu takip etmekte zorluk çekebilirsiniz. Bu salonlarin mimarlarini çok merak ediyorum. Tribün altlarini ofis yapmak için bu salonlarin estetiği ile oynuyorlar. Salon serin, muhtemelen iklimlendirme sistemleri çalişiyor. Ama bütün kapilar açik. Klimalarin bulunduğu ortamlarda bütün diş kapi ve pencerelerin kapali olmasina dikkat etmek gereklidir.

Salonun orta bölümünün üstünde dört tarafli monitörlü skorbord asilmiş. Ayni zamanda saniyorum bütün ses sistemleri oradaki hoparlörlere bağlanmiş. Kablosuz mikrofonlarla konuşma yapilirken arada Karşiyaka-Konak vapurunun sesine benzer gürültülerin çikmasi kursiyerleri güldürdü. Şuna inanin, hemen her yerde buna benzer sorunlar yaşaniyor. Ses ve işik sistemlerinde ne yazik ki istediğimiz teknik düzeyi yakalayamiyoruz.

Otelde de bazi küçük sorunlar var. Bunlari size ortak etmeyecek, bir konuk olarak notlarimi bizzat ilgilisine ileteceğim.

İzmir’den şimdilik bu kadar... Ders başliyor. Bana müsaade, salona girmeliyim...

Menu